İsrail’in başını belaya sokan tünelleri Osmanlılar yaptırdı!
Gazze’de yüzyılın en büyük insanlık trajedilerinden biri yaşanırken, işgal güçlerine karşı vatanları için savaşan Hamas mücahitlerinin kullandığı tüneller yeniden gündemde. 100 yıldan daha eski olan Gazze tünellerinin tarihi Mehmetçik’e kadar uzanıyor.
Tarihçi Murat Bardakçı, “Gazze’deki ilk tüneller İngilizlere karşı savaşan Mehmetçik tarafından açıldı!” Bugünkü köşesinde Falih Rıfkı Atay’ın “Zeytin Dağı” adlı eserinde bahsettiği tünelleri yeniden gündeme getirdi.
İsrail’in Hamas’a yönelik başlattığı askeri operasyonun amaçlarından biri de elbette Gazze’nin altından geçen yüzlerce kilometrelik tünelleri yok etmek. Bu örümcek ağı benzeri tüneller 80 metreye kadar iniyor. Bu tüneller sayesinde Kassam Tugayları İsrail askerlerini ve birkaç metre uzakta duran tankları roketatarlarla havaya uçurabiliyor.
Falih Rıfkı Atay, “Zeytindağı” adlı eserinde, Birinci Dünya Savaşı sırasında Türk askerlerinin İngiliz birliklerine karşı savaşmak için bu tünelleri kazdığını yazmıştır. Memurlar topçu ateşini bu tünellere yönlendirdi. İngiliz bombardımanları tünellerin ağızlarını kapattığında askerlerimiz o toprağı tırnaklarıyla kazıdı. Yani bugün işgalci İsrail’i şaşkına çeviren o tünellerde Mehmetçiklerimizin emeği ve alın teri vardır.
Bardakçı’nın sitem dolu yazısı şöyle:
“Falih Rıfkı Atay, Ortadoğu’yu kaybetmemizin acı hikâyesini en mükemmel şekilde anlatan “Zeytin Dağı” adlı kitabının Gazze Savaşlarını anlattığı bölümünde, üzerinde mezarların bulunduğu bir zirveden bahsediyor. Askerlerimizin mezarların altına sekiz tünel kazdığını, subayların buraya top ateşi açtığını söylüyor, tünellerden geçerek nasıl geçindiklerini yazıyor. İngiliz bombardımanı sonrası çiviler tünellerin ağzını kapattı!
Türk askerlerinin “Mantartepe” dediği Zeytin Dağı’nda anlatılan yerde Pir Ali Mantar’ın ve Gazze’nin bazı ileri gelenlerinin mezarları bulunmakta olup, altında tünellerin bulunduğu arazi şu anda “Şucaiyye” mahallesidir. İsrail bombaları neredeyse her gün birbiri ardına öldürüyor!
HEPSİ ŞEHİT OLDU!
Şimdi Mantartepe’nin ve altındaki tünellerin hikâyesini “Zeytidağı”ndan Falih Rıfkı’nın nefis Türkçesiyle aynen anlatıyorum:
“…Önümüzde Gazze’nin tüm kısa dağlarına ve düşman cephesine hakim olan koni şeklinde küçük bir tepe var. Bu zirvede Pir Ali Mantar’ın çıplak mezarı ve iki ölü ağaç bulunur ve Gazzeliler değerli adamlarını Pir Ali Mantar’ın kutsal topraklarının çevresine gömmüşlerdir.
Kısacası ‘Mantartepe’ adı verilen bu kara çıkıntısı Gazze Savaşlarına unutulmaz bir isim bıraktı. Bizim cepheyle karşı cephe arasındaki en uygun gözlem noktası burasıydı. Arap mezarlarının altına sekiz tünel açtık ve cesur gözlem görevlileri bu tünellerden geçerek topçu ateşini yönlendiriyorlar.
İkinci Gazze Taarruzu’nda İngilizler üç gün boyunca karadan ve denizden en ağır toplarıyla Pir Ali Mantar’ın zirvesini vurdu. Büyük bir gürültüyle yeri karıştıran mermilerin altında küçük zirvenin rakımı birkaç metre azalmış, ateş altındaki bir yanardağı andıran zirve toza, toprağa, sarı ve siyah dumanlara boğulmuştu. Kaç kez türbeler, mezarlar, ağaç ve taş modüller, yıllardır sıcak mezarlarında uyuyan ölülerin kemikleri bize kadar indi?
Bir topçu subayı ve bir telefon askeri, ara sıra kopan bir telefon kablosuyla canlılara bağlanıyordu. Bazen çöken toprak tünellerin ağızlarını kapatıyor, subay ve erler nefeslerini kesen bu dar kanaldaki havalandırma deliklerini tırnaklarıyla açıyorlardı. Bir gözlem noktası tamamen yok olunca, yerin altında saatlerce el ve vücutla uğraştıktan sonra başka bir yere taşınmak gerekti. Bu cehenneme asla isyan etmediler. İkinci Gazze Savaşı’nın batarya ateşlerini üç gün üç gece boyunca dünyanın en büyük itidaliyle yönettiler.
Mantartepe İngilizleri o kadar şüphelendirdi ki biz gittikten sonra üzerindeki taşın hareketine karşı yüzlerce kurşun yağdırdılar.
Şeyh Ali Mantar’ın zirvesi altında direnen gözlem görevlileri ve askerler gerçekten Gazze günlerinin en büyük kahramanlarıdır.
…Bütün bu baskıyı hangi güç topladı biliyor musunuz?
32. Alayın 11. Bölüğünün önüne!
…Tarih bu kahramanların isimlerini yazmaz ama İkinci Gazze Muharebesi’nin son gününü görenler 11. Bölüğün adını unutamazlar.”
Paşalar İÇİN ÇOK ZOR OLACAK AMA…
İsrail bombalarının kadın-çocuk, kadın-erkek hemen hemen her gün can aldığı Şucaiyye’yi, yani Mantartepe’yi Kasım 1917’de 32. Alayın 11. Bölüğünün son askerlerinin de imha edilmesinin ardından işte böyle kaybettik. . .
İsrail’in temiz Gazzelilere neler yaptığını görünce yıkılıyor, lanetleniyoruz ama sorunun bizi ilgilendiren bir başka önemli boyutu daha var:
Gazze’de yaşananlar haftalardır televizyonların ilk haberlerinde yer alıyor ve Filistin sorununu bilenlerle bilmeyenler hep bir arada, gece saatlerce ekranlarda Gazze’yi konuşuyor…
Konuşmalarını anlatıyorlar ama 106 yıl önce kan ve gözyaşı selinde terk etmek zorunda kaldığımız Gazze’de canlarını veren, çoğunun mezarı bile kalmayan binlerce askerimizden kimse bahsetmiyor. …
Programlara birlikte çıktıkları pek çok uzman arasında Kudüs’ü bir bakışta bulamayan ve sorumlu oldukları haritada da bulamayan akademisyenlerin basınımızın durumu ve bilgi düzeyleri aslında bilinmiyor. ..
Ancak emekli paşalar artık hemen hemen her programa katılıyor ve verdikleri askeri bilgilerle izleyiciyi yönlendiriyorlar…
İsrail’in can pazarına çevirdiği Gazze’de bir zamanlar onbinlerce Mehmetçik’in hayatını kaybettiğini millete hatırlatmak isteseydi paşalarımız büyük bir belaya girer miydi?